13 Ocak 2015 Salı

Agnes Obel ^_^

Merhaba :))
Hayatımda "huzur" benim için en vazgeçilmez bir unsurdur; bundan dolayı huzur veren her şey beni benden alır :) Popüler kültüre ait pop şarkıları pek sevmiyorum, dinlediğim melankolik anlar olmuştur elbet :)
 Bana gerçekten huzur veren bir "Agnes Obel" den bahsetmek istiyorum :)
Piyano sesini sevenlere özellikle tavsiye ediyorum. Piyano deyince aklımıza klasik piyano konçertoları gelebilir; ama bu farklı kendi tarzıyla piyanoyu iyice harmanlamış bence. İngilizcesi ve sesi gayet duru ve anlaşılır.Kendisini "Philharmonics"adlı albümü sayesinde keşfettim ve o gün bugündür dinlemekteyim :)  "Just So", "Riverside" ve "Dorian"  benim favorilerimden.
Bu kadar güzel sese sahip ve yetenekli olmasına rağmen fazla tanınmaması ilginç geliyor bana. Dünya gözüyle keşfettim ve sizlerle paylaşmak istedim :)



Mutlu Kalın ^_^



9 Ocak 2015 Cuma

Narnia Günlükleri (Chronicles of Narnia) ^_^

Merhabaa :))
Hava güneşli, etraf kar örtüsüne bürünmüş ve ben mutluyum :)) Film arşivine bakınca en son sevdiğim film serilerinden olan Narnia Günlükleri'yle karşılaştım ve biraz bu filmlerden bahsetmek istiyorum.
Aslında "Narnia Günlükleri"  C.S.Lewis tarafından cocuklar için 1949-1954 yılları arasında yazılan fantastik bir roman serisiymiş. Film de bu serinin ilk kitabından uyarlanmış. "Narnia", iyi ve kötünün birbiriyle savaştığı, sihirli güçlerin bulunduğu, hayvanların konuşabildiği fantastik bir yer olarak tasvir ediliyor. Serinin ilk filmi "Aslan, Cadı. Dolap" 2005 yılında çekilmiş. Ben bu filmi geçen sene keşfettim, neden bu kadar geç kaldım bilemiyorum; ama geç de olsa keşfettiğim için inanılmaz mutluyum. Geçen sene okulda öğrencilerle film izlemek için arkadaşım bu serinin birinci filmini getirmişti, izlerken inanılmaz heyecan duydum. İzlememe vesile olan arkadaşıma çok teşekkür ediyorum, etrafımda bana farklı şeyler katan insanlar olması harika bir şey :)
Serinin ikinci filmi "Prens Kaspiyan" ve üçüncü filmi ise "Şafak Yıldızının Yolculuğu". Bu üçüncü filmi diğerleri kadar sevmedim, bu filmde bazı karakterler çıkıp yerine yeni bir karakter giriyor. Oldukça muazzam bir bütçe ile hazırlanmış ama beklentileri karşılayamadı bence.
Filmde "Lucy" adlı karakter benim favorilerimden, çok tatlı ve zeki bir çocuk, mıncırasım gelir benim onu. Seri sonunda karşınıza kocaman bir kız olarak çıkıyor.

‘Harry Potter’ kitaplarını yazarken ‘Narnia Günlükleri’ kitaplarından esinlendim.” [J.K. Rowling]

 Seriyi izlerken karşınıza bol bol kurgusal ve mitolojik karakterler çıkıyor. Bunlardan en dikkat çeken ve benim  asil bulduğum  "sentor"lerdir. Bunlar yarı insan yarı at görünümlü savaşçı bir kavim.


Ve ta ta ta tam benim favori karakterim "Aslan". Filmi İngilizce olarak izlediğimde aslan karakterine "Aslan" diye hitap edildiğini duyunca başta şaşırdım yanlış anladım sandım, tekrar izlediğimde yanılmadığı gördüm :) Karakter orjinalinde de "aslan " hatta " Aslan the lion" diye geçiyormuş kitapta.Harika muazzam bir karakter, bayıldım, çok sevdim, hani hayvan olsam aşık olurdum :))
O kadar duygusal filmde genel olarak ağlayamayan ben Aslan'ın ölüm sahnesinde gözyaşı dökmüştüm :)) 



"Harry Potter, Hobbit, Yüzüklerin Efendisi" tarzı filmlerden hoşlanıyorsanız, izlemeniz gereken muazzam bir seri.

Esen kalın, efenim :)





6 Ocak 2015 Salı

Puzzle yap Puzzled ol ^_^

Selamlar herkese :))
Boş durmayı sevmeyen, kendine yeni yeni uğraşlar bulmak isteyen insanlara şiddetle tavsiye ediyorum :) "Aman efendim, ben uğraşamam, başına oturup onu bitirmek için gereken sabrı gösteremem" gibi tepkiler veriyor olabilirsiniz ama denemeden bilemezsiniz. Benzer tepkileri veren arkadaşlarımın bir kısmı şuan puzzle müdavimi :))
Bunlar çok severek yaptığım puzzleların başlıcaları :)


Puzzle yapmak gerçekten sabır işi, tez canlı her şeyden kolayca sıkılan insanlara uygun olduğunu düşünmüyorum :) Benim için bazen bir parçayı yerleştırmek bile uzun zaman alabiliyor, 1000 lik puzzleı bir ayda da yaptığım oluyor, 6 aya yaydığım da :)
Puzzle yaparken herkesin kendi stratejisi olabilir ama genel geçer olan, benim de önereceğim stratejileri paylaşmak istiyorum. Ben puzzle yapmaya 1000 parçalı olanlardan başladım, kendinize güvenmiyorsanız 500 parçalık olanlardan başlayabilirsiniz. Renk olarak da birbirinden kolayca ayırabileceğiniz renklerden oluşan puzzle ları seçebilirsiniz. Basit temalı puzzle deniyor bunlara, renkleri gruplamak ve böylece parçaları yerleştirmek bu tür puzzle larda daha kolay bana göre.

Nasıl mı puzzle yapıyorum ??
*Öncelikle bir adet orta kalınlıkta mukavva kartonu alıyorum. Puzzle halısı da aldım; lakin hiç sevmedim, şahsen tavsiye etmiyorum :)
*Puzzle a kenardan başlıyorum, kenar parçalarını ayırmak ve çerçeveyi oluşturmak daha kolay oluyor, hemencecik motive oluveriyorum :
*Daha sonra renklere göre gruplandırıyorum parçaları, ne kadar sağlıklı gruplama olursa o oranda da başarı  oluyor :)
*Daha sonra da parçaları kolaylıkla yerleştiriyorum :) Bu kolay yerleştirme 6 aya kadar da uzayabilir:)
*Tüm parçaları bitirdikten sonra mukavvasından hareket ettirmeden Puzzle Fix ile yapıştırıyorum, yapıştırması da gayet kolay.
*Ertesi gün de çerçevelettirip asıyorum duvara şıkır şıkır, c'est ça :)

Yaklaşık 1 senedir beklettiğim puzzle ımı yapıyorum- Osman Hamdi Bey 'Kaplumbağa Terbiyecisi". Henüz 2000'lik puzzle yapmaya cesaret edemedim :)


Mutlu edin, mutlu kalın :)




4 Ocak 2015 Pazar

Leopar Desenli Pasta, Yummy Yummy ^_^

Merhabaaaaa :)
Leopar desenine karşı özel bir ilgim vardır. Bugün sizle çok hoşuma giden leopar desenli pastalardan bahsetmek istiyorum. Geçenlerde gördüm çok aşırı hoşuma gitti :) Özellikle leoparın kırmızı ve pembeyle uyumu sorgulanamaz bir gerçek :) Turkuazı da unutmamak gerekir.




Görüntü açısından çok hoş, özel günler içinse farklı bir seçim bana göre. Şekline karar verip  içeriği için krokan,çikolata parçacıklı ya da frambuaz, çilek, böğürtlen, muz, çilek, vişne , kivi gibi değişik meyveli türlerini de tercih edebiliriz. Her ne şekilde olursa olsun kabulümdür :)
Afiyette kalın :)


3 Ocak 2015 Cumartesi

Doğadan Gelen Sağlık ^_^

Merhaba,
'Doğadan Gelen Sağlık' yeterince çarpıcı bir başlık olmuştur umarım :)) Kendi kullandığım ve faydasını gördüğüm bir kaç bitkisel yağdan bahsetmek istiyorum. 3 sene önce uzun saçımdan sıkılıp omuzlarıma kadar kestirme gafletinde bulundum. Aslında o zamanlar çok severek kestirmiştim, aslında severek de kullandım. Ama bir süre sonra uzun saçın daha çekici ve kadınsı olduğunu fark ettim ve saçımı uzatma maratonuna girdim :) Hiç bir müdahale olmadan normal seyrinde baktım yeterince çabuk uzamıyor, ben de doğanın nimetlerinden faydalanmaya karar verdim :) Haftada bir defa badem yağı maskesi, bir defa da saç bakım yağı maskesi yaptım. Pazar günleri benim bakım günüm oldu, o gün bu gündür :) Badem yağını saçımın her yerine sürüp en az 1-2 saat kafamda beklettikten sonra duşta yıkıyordum. Badem yağının tek başına bir faydası olmadığı söyleniyor. Bunun üzerinde ben de saç bakım yağıyla birlikte kullanıyordum, çarşamba günlerim de saç bakım yağı günümdür :)  Bir ay sonra ancak fark ettim saçlarım uzamış, c'est ça ! Saçlarımın kalınlığında çok fazla bir değişiklik olmadı, ama gayet iyi uzuyor, dökülmesi azaldı.


Tabi konunun uzmanı olmadığım için sadece kişisel tecrübelerimi paylaşıyorum, bu tarz şeyler kişiden kişiye göre değişir, herkese aynı etkiyi göstermeyebilir. Bu aralar da "çam terebentin" olayına girdim. Şampuanıma ( bioblas kullanıyorum) 400ml ye 30-40 damla kadar damlatıyorum, tabi ki harika bir kokusu yok ama seviyorum ben, kendimi organik ve sağlıklı hissediyorum, hihi :)
Cildim için de 'kayısı yağı' kullanıyorum.  Nemli pamuğa birkaç damla kayısı yağı damlatıp, cildime sürüyorum. Cildi parlaklaştırdığı, sivilcelere savaş açtığı ve cildi nemlendirdiği söyleniyor. Başka neler mi yapar:
  • Evde cilt bakımı yaparken bir iki damla kayısı yağı eklemeniz cildiniz elastikiyetinin artmasını sağlar.
  • Kayısı yağı masaj salonlarında en çok tercih edilen yağdır. Cildi yumuşatır ve cildin ihtiyacı olan nemi sağlar.
  • Kayısı yağı cilt renginin tonunu dengeler.
  • Güneşe çıkmadan sürülen kayısı yağı güneş ışınlarına karşı korur.
  • Kayısı yağı cildinizi korur dışarıdan gelecek zararlara karşı cilde kalkan görevi görür.
  • Kayısı yağı E vitamini açısından da zengindir.
  • Cildiniz hassas ve alerjik yapıya sahipse kayısı yağı cildinizi korur.
  • Kayısı yağı egzama ve dermatit gibi cilt sorunlarına iyi gelir.
  • Kayısı yağı oluşan kırışıklıkların ve ciltte bulunan ince çizgilerin görünümü azaltır. Nemlendirmesi kırışıklığı önler.
Herkese sağlıklı günler, pırıl pırıl parlayan uzun saçlar, nemli ciltler ve ışıldayan bakışlar diliyorum- başlığa uygun bir kapanış oldu :) Mutlu edin, mutlu kalın :)

2 Ocak 2015 Cuma

Bluzlere Yeni Bir Parıltı ^_^

Merhaba,
Gördüğümde bayıldım ve paylaşmak istedim. Ben gibi farklı ve yaratıcı olmayı sevenler için harika bir fikir. Giymekten sıkıldığımız bluz ya da gömleklere yeni bir hava katmış olmakla birlikte girdiğimiz ortamlarda pırıl pırıl parlayacağız :) Umarım aynı ortamlarda karşılaşmayız :))))
En kısa zamanda deneyip sonucu  paylaşacağım :)




Marliyn Monroee Love ^_^

Merhabaaa :)
Monroe'yu hepimiz havalandırma mazgalı üzerinde beyaz elbisesiyle verdiği pozla hatırlarız genelde. Ama benim için Monroe daha fazlası, son yıllarda giderek artan bir hayranlığım var kendilerine :) "Aptal sarışın" terimiyle- ben hiç sevmem bu etiketi-  akıllarda kalmıştır.Bu konuyla ilgili 'Doğrusunu söylemek gerekirse, ben kimseyi kandırmadım. Sadece insanların kendilerini kandırmalarına izin verdim. Gerçekten kim olduğumu öğrenmek zahmetine girmediler. Aksine benim için karakter yarattılar. Ben de onlarla tartışmadım. Belli ki benim gerçekte olmadığım birini seviyorlardı. Fakat bir gün bu gerçek ortaya çıkınca beni onları yanıltmakla, hatta kandırmakla suçlayacaklar." demiştir.
 İzlediğim filmleriyle ne kadar naif, sevimli, güzel ve zeki olduğunu düşündürdü bana hep. "The Seven Year Itch"( 1955) filminde o meşhur pozunu vermiştir, oldukça keyif aldığım bir komedidir.Bu filminden sonra diğer filmlerini de izlemeye karar vermiştim. Marliyn Monroe-Billy Wilder ikilisini ikinci filmi olan"Some Like it Hot" da en az bu film kadar severek izlediğim filmlerdendir. 


Marliyn Monroe hayranlığı artık ileri boyutlara taşındı bende, kendime Marliyn Monroe temalı bir simitçi tepsisi yaptım, kendi evimde de Marliyn Monroe köşesi oluşturmayı düşünüyorum :) 

Bu soğuk kış akşamında kanepede battaniyeme sarılarak, bir fincan kahveyle 'Gentlemen Prefer Blondes' filmini izlemeyi planlıyorum :)) Bugünü kendime Marliyn Monroe günü ilan ediyor ve onun naif sesinden şu an dinlediğim şarkıyı paylaşıyorum :) 
Mutlu kalınnn !

1 Ocak 2015 Perşembe

Da Vinci's Demons

Sherlock son sezonu izledikten sonra bir süre boşlukta kaldım ve küçük çaplı bir arayışa girdim :) Sonunda Da Vinci's Demons ilgimi çekti. Sanırım zeki, dahi, farklı ve bu sebepten gözüme hoş gelen karakterleri izlemek beni mutlu ediyor :)  Sherlock'la bir diğer ortak noktası, Irene Adler adlı karakter de bu dizide farklı bir şekilde karşımıza çıkması. Bu da Starz yapımı, zaten buram buram Starz dizilerinden esintiler var. Ortaçağ İtalya atmosferini, İtalya'daki sanatçıyı destekleyen ortamı oldukça iyi anlatıyor gibi görünüyor. Hoş bunlar olmasa bile Tom Riley diziyi izlemek için bir sebep sayılabilir :)
Dizinin 3. sezonu sanırım 2015 Nisan-Mayıs gibi başlayacakmış. Neyseki 1. sezona yeni başladım, dolu dolu bir buçuk sezonum var izlenecek oleyy :))



İzleyecek olanlara iyi seyirlerr, saygılar, sevgiler efenim :) 


Christmas Stockingslerimi de yaptım ^_^

Merhabaaa :)
Bu yıl bir farklılık olsun dedim ve yeni yıl hediyesi olarak Christmas stockings yapmaya karar verdim. Yılbaşı konsepti olması sebebiyle kırmızı ve beyaz keçe aldım- beyaz yerine yeşil keçe de tercih edilebilir. Hatta bence daha güzel oluyor.
*Öncelikle netten stockings kalıbı indirdim.Çorabın büyüklüğünü istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz.
*Kırmızı keçenin üzerine kalıbı koyup çizdim ve kestim.
*Daha sonra beyaz keçeyi istediğim büyüklükte kestim.
*Çorabın üzerinde istediğiniz desenleri tercih edebilirsiniz. Ben daha ziyade Gingerbread, Noel baba, melek ve çam ağacı figürlerini tercih ettim. Bu figürleri elle dikebilirsiniz ya da silikon tabancası kullanarak uygulayabilirsiniz.
* Makineyle dikim işlemini de tamamladıktan sonra çorabımız hazır.Tatatatam :)
Sonuç beklediğimden daha hoş oldu :)




Ve Merhabaaaa :))

Merhabaa :) Bugün blogda ilk günüm, yeni yıl, yeni blog ve yeni beklentiler. Ay çok mutlu ve heyecanlıyım!